Kuşadası CHP'den “Lozan Antlaşması” ve “24 Temmuz Basın Bayramı” Açıklaması

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kuşadası İlçe Örgütü Lozan Antlaşmasının 100. ve Basında sansürün kaldırılışının 115. yıl dönümü dolayısıyla basın toplantısı düzenledi. Lozan Antlaşmasının Cumhuriyetimizin tapu senedi olduğunu vurgulayan İlçe Başkanı Mehmet Gürbilek, basında sansürün kaldırılışının yıldönümü dolayısıyla da 24 Temmuz'un basın için bayram olmaktan çoktan çıktığı günleri yaşıyoruz” dedi.

Kuşadası CHP'den “Lozan Antlaşması” ve “24 Temmuz Basın Bayramı” Açıklaması

CHP Kuşadası İlçe Örgütü Lozan Antlaşması ve 24 Temmuz Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Günü nedeniyle ilçe başkanlığında ilçe yönetim kurulu üyelerinin katılımı ile basın açıklamasında bulundu.
İlçe Başkanı Mehmet Gürbilek yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

“Bugün emperyalizme karşı verdiğimiz Kurtuluş Savaşımızın zafer belgesi, Cumhuriyetimizin tapu senedi Lozan Antlaşması‘nın 100. yıldönümünü kutluyoruz.
Bugün tarihi bir gün. 780 bin kilometrekarelik ülke topraklarımızın, Türkiye Cumhuriyeti ‘ne ait olduğunu egemen devletlere kabul ettirdiğimiz bir gün.
Lozan Barış Antlaşması‘yla;
—Emperyalist güçlerin aralarında pay etmeye yeltendiği vatanımızın sınırları zaferimizle çizildi.
—Kapitülasyonlar kaldırıldı. Ekonomimiz millileştirildi. İç/dış borçlarımızı ve kaynaklarımızı denetleyen Düyun-ı Umumiye belasından kurtulduk. İktisadi bağımsızlaşmanın önü açıldı.
—Yunanistan’da kalan Türk azınlığının hakları güvence altına alındı.
Kıyılarımıza yakın adaların gayri askeri statüsü teyit edildi.
Lozan, topraklarımızı karış karış bölen, yoksul halkımızın tüm varlığını yabancı güçlerin insafına terk eden, saltanatın tacını ve tahtını korumak adına halkı kendi yurdunda esire dönüştüren, Sevr Anlaşması’nı tarihin çöplüğüne atan diplomatik zaferin adıdır.
Cumhuriyetimizin ve partimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün de dediği gibi: “Lozan Barış Anlaşması, Türk Ulusu’na yüzyıllardan beri hazırlanmış ve Sevr Anlaşması ile tamamlandığı sarılmış büyük bir suikastın yıkılışını anlatan bir belgedir. Osmanlı tarihinde benzeri bulunmayan bir siyasa/ ülkü eseridir”.

Lozan saltanat sevdalılarına, emperyalizme, mandaya karşı mücadelemizin zaferle taçlandırdığımızın belgesidir. Lozan, dünya üzerinde saygın bir ülke olarak yer almamızın teminatıdır. Lozan'ı hafife alan, subjektif ve maksatlı söylemlerin nesnesi haline getiren, hatta kime yaklaşanlar, İnönü’ye, onun üzerinden Atatürk'e, Cumhuriyetin kurucu kadrolarına ve değerlerine düşmanlık etmektedir.
Özgürlüğümüzün ve bağımsızlığımızın tapu senedi olan Lozan'a giden süreci inşa eden ve antlaşmayı hayata geçiren başta Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ve 2'nci Cumhurbaşkanımız ve Genel Başkanımız İsmet İnönü ile milli mücadele kahramanlarımızı saygı ve minnetle anıyoruz.

Kurucu değerlerimiz ve kurucu kadrolarımızın hedef ve idealleri, geçmiş 100 yılda olduğu gibi önümüzdeki yüz yıllarda da vazgeçilmez yol göstericimiz olmaya devam edecektir.
Biz, CHP olarak, Kanun Teklifimizi Meclis Başkanlığına sunduk. Lozan Antlașması'nın imzalandığı 24 Temmuz resmi bayram olarak kutlanmalıdır.

Değerli Basın Mensupları,
Bugün aynı zamanda basında sansürün kaldırılışının 115. yıl dönümü. 24 Temmuz'un basın için bayram olmaktan çoktan çıktığı günleri yaşıyoruz. Ne yazık ki, basında sansürün kaldırıldığı 1908 istibdat koşullarından çok daha kötü koşullarla karşı karşıyayız.
Gazetecilerin, basın emekçilerinin dövüldüğü, tehdit edildiği, hapse atıldığı; basın kurumlarının kapatıldığı; ekranların karartıIdığı; erişim engellerinin fikir suçlarının sansürün ve soruşturmaların olağanlaştığı bir dönemden geçiyoruz.
Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde 180 ülke arasında 2002 yılında 100. sıradayken bugün 165. sıraya kadar gerileyen ülkemizde, basının durumu demokrasimizin de içler acısı durumunu gözler önüne sermektedir.

İktidar, geldiği günden beri Türkiye’de halkın haber alma hakkını yazılı, görsel ve sosyal medya üzerinden sistemli olarak gasp ederek, toplumu dizayn etmeye çalışmaktadır. Gazeteci adı altında satın aldığı yandaşlarıyla adaletsizliği, haksızlığı, yolsuzluğu ve yoksulluğu görünmez kılmaktadır.
Unutmayalım ki, Çin'den sonra dünyanın en büyük gazeteci hapishanesi olan Türkiye’de, bu sorun sadece gazetecilerin değil; tüm toplumun sorunudur.

Biz, CHP olarak, özgür medyayı ve dolayısıyla halkın haber alma hakkının gasp edenlere; basın emekçilerinin sendikal haklarını en alt seviyelere indirenlere; Korku, sansür ve hapis üçgeninde basını tehdit edenlere karșı, kalemini satmayan, gazeteciliğin meslek ilkelerine ve etiğine sahip çıkan soygun ve özgür gazetecilerin yanında olacağız.

What's Your Reaction?

like
0
dislike
0
love
0
funny
0
angry
0
sad
0
wow
0