HTTP 404 (Not Found)

Yazar: Atilla Öntürk

HTTP 404 (Not Found)

Tüm Dünyanın gözünün önünde olan ve neredeyse hiç kimsenin göremediği hata kodu. Ya bir şeyleri gerçekten çözdüm ya da ruh hastasıyım. Kaybedenler Kulübü spoilerı edasında.

Bilişim sistemlerine ilgili ve meraklı olduğum için web sitelerinin ve programların çökme mantığını araştırmıştım. Özet olarak birçok teknik detayın yanında sonuç “Aşırı yüklenme”. Biraz bunu insan bedenine ve beynine yormak istedim. Farkında mısınız? Hackleniyoruz a dostlar.

Gündelik yaşantımızda insan olarak gerginlik seviyemiz ne olursa olsun ki umarım yanılıyorumdur, sinirimizi bozacak mutlaka bir olay yaşıyoruz. Uğursuzluk mu diyelim, şans mı diyelim, coğrafyamı diyelim ama bu fikrime hayır diyecek çok fazla insan tanımıyorum. Peki biz bu yüklenmeyi nasıl kaldırabiliyoruz, biraz detaylara inelim buyurun.

Aşk hayatınızda karşı tarafı sevdiğiniz ve değer verdiğiniz için sistemleriniz çökmemeye direniyor. Doluluk oranı hat safhada olsa da direniyorsunuz. Çünkü yaşanılması gereken ve beklentiniz çok basit aslında “Mutluluk”. Özellikle hayatınıza girebileceğine inandığınız yeni insanlar tanıdığınızda onları geçmişinizdeki toksiklerle karıştırmamanız çok önemli. İnanır mısınız buda gerçek “Cookies” namı değer “Çerezler”. İnternet tarayıcısı geçmişinizi temizlemediyseniz girdiğiniz tüm siteler tarih ve saat detayı olmak üzere kayıt ediliyor. Beynimizde aynı mantıkla çalışmıyor mu sizce? Peki siz yeni bir şey aramak istediğinizde neden geçmişinizle karşılaşıyorsunuz? Bu rahatsız edici bir şey değil mi sizce? O zaman elimizin altındaki bilgisayarımızın, telefonumuzun, tabletimizin geçmişini temizleye biliyoruz da bizzat kendi taşıdığımız beynimizde neden böyle bir erişim problemi var? E o zaman biz baya kendi bünyemizin admini değiliz. Yaratılırken kaç hata koduyla derlendik acaba. Çözüm çok basit aslında hataya geçit vermemek. Karıştırmayın. Geçmişinizdeki insanların size yaptığı kötülüklerin bedelini, gelecekte karşınıza çıkacak tertemiz kalpli insanlar ödemeyi hak etmiyor.

Fal bakmak gibi yazı yazmak gerçekten enteresanmış. Yaylar hariç fallara da inandığım pek söylenemez gerçi. Olur öyle bazen, inançlarımızı da kendimiz seçiyoruz. Ben Yay haricinde diğer burçlara inanmayınca Jüpiter intihar edecek değil. Gelelim işe.

Evet benzetmelerimin arkasındayım. Bir haftada yaptığınız işi bir günde veya birkaç saatte yapınca veya yapmak zorunda kalınca seçenekleriniz baya daralıyor. Ya çok dinlenmeniz ya da işi bırakmanız gerekiyor. Yani 404. Bulunamıyorsunuz, çöküyorsunuz. Evet maddi olarak gerçekten geçinmesi çok zor bir ülkede yaşıyoruz, telefonumu çıkarıp gösterecek halim yok ama bunu kimsenin inkar edeceğini de sanmıyorum. Bununda çözümü basit aslında “Mola verin”

Did you mean? “Durdurun Dünya’yı inecek var diyecek seviyeye gelene kadar kendinden geçen insanların her şeylerini bırakıp kendilerini kırlara bayırlara vermeleri eylemi.”

Nacizane fikrimi toplum adına yazmıyorum, bu toplumda doğayı değil kediyi, köpeği bile sevmeyen insanlar var. Bu toplumda insanları dinine, diline, rengine, fikrine kadar yargılayan insanlar var. Para için sevdiklerini üzenler, bırakanlar var. Kibar oldum aslında, özetle akıl almayacak kötülükler var bu toplumda. Tüm düşüncelerimi kağıda dökersem “Silivri Soğuktur” yorumları alacağım için bu paragrafı burada üzülerek bitirmek zorundayım. Bazen sivriliyorum, özür dilemiyor ve fikri başarılarımın devamını diliyorum.

Şimdi doluluk oranında aşkı ve işi beynim ve ben olarak kendimizce anlattık. Yazacak çok şey var ama tüm gazeteyi işgal etmek istemiyorum o yüzden iki ana başlık candır. Gelelim kendimize. İnternette dolanıyor gibi düşünün, yazdıklarımdan mutlaka kendi hayatınız içerisinden bir anektoda denk gelmişsinizdir ve bunları düşündüğünüz farkında değilsinizdir, sadece doğaçlama.

Elimizin altındaki bir teknolojik sisteme müdahale etmek bu kadar kolayken biz neden kendimize bu kötülüğü yapıyoruz. Yaşıyoruz, nefes alıyoruz. Çok zor şartlarda değilsek ve elimizde olmayan bir yaşam çerçevesinde bulunmuyorsak eğer Dünya’nın en kolay eylemini neden hayata geçiremiyoruz. Aforizma sıkmıyorum bu kendime de sorduğum bir soru. Neden sevilip sevilemiyoruz. Neden hayal kurup uygulayamıyoruz. Neden yeteneklerimizi özgür özgür sergileyemiyoruz. İnsanların beynimize erişimini, kontrol bizdeyken dahi neden açıyor veya neden engelleyemiyoruz. Neden kendimize, nedenlerle dolu kocaman bir Dünya yarattık? Okuduklarınız yazı değil, bir örneklemeyle kaleme alınmış kocaman bir soru cümlesiydi aslında. Düşünün. Saygıyla.

P.S. Çerezlerinizi temizleyin.

What's Your Reaction?

like
0
dislike
0
love
0
funny
0
angry
0
sad
0
wow
0