“BEN KORUMAYIM, İSTEDİĞİMİ YAPARIM!”
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın 99. Yıldönümü kutlamalarının yapıldığı İsmail Cem Meydanı konser alanında en güçlü yankılanan ses buydu… “BEN KORUMAYIM İSTEDİĞİMİ YAPARIM”. Tam da meydana ismini veren rahmetli siyasetçi ve aynı zamanda GAZETECİ İsmail Cem’in anısının yaşatıldığı yerde; görevi alanda gerçekleşecek olan konser öncesi birkaç kare fotoğraf çekmek ve Belediye Başkanının konuşmasından birkaç cümle alarak haber yapma telaşında olan muhabirlere yapılan saldırı sırasında.
İtiş –kakış bizim meslekte her daim yaşanan olaylardandır. Daha iyi açı, daha iyi ışık, güzel bir kadraj için tüm foto muhabirleri, kameramanlar birbiri ile yarışır. Bazen rica ile uyarırlar meslektaşlarını, bazen de sert; kendi aralarında tartıştıkları da çok olmuştur. 29 Ekim Cumartesi akşamı yaşananlar tüm bunların dışında bir olaydı. Belediye basın biriminde çalışan kişilerin, meslektaşlarım ve iş arkadaşlarıma uygulanan “KORUMA TERÖRÜNÜ” ateşlemesiyle yaşandı bu tatsız durum. Kuşadası Belediye Başkanı sahneye çıkmış konuşmasına daha yeni başlamıştı ki sahnenin sağ tarafında bir hareketlilik başladı. Çalışma arkadaşımızla belediye basın birimi görevlileri arasında gerginlik başladı. Ve hiç hesapta yokken “KORUMA” ortaya çıktı. Bir anda orada bulunan belediye görevlilerine emirler yağdırmaya başladı “KORUMAYIM BEN” diyen kişi. İstediğini yaparmış, konser alanından dışarı çıkartılmalıymışız, artistlik yapmamalıymışız. Büyük iş başardığı duygusuyla meydanda egosunu tatmin etti sanırım. Aslında önce olayı yatıştırmalıydı çünkü yaşanan hadisenin Belediye Başkanıyla hiçbir alakası yoktu. Meslektaşımıza sinkaflı küfreden belediye çalışanın hatasının tartışmayı başlattığını öğrenmesi gerekliydi. Ama olmadı yapamadı çünkü Belediyenin ona sağladığı güçle etraftaki kalabalığa güçlü görünme çabası vardı aklında sadece.
Olmadı yakışmadı, binlerce insanın bulunduğu o alanda bizi küçük düşürme çabası boşa bir uğraştı. Çaba diyorum çünkü o an sahnenin yanındaki o koridorda bulunanların “BİZE” olan hislerini daha iyi anlama şansı buldum. Bağırarak bizi korkutacaklarını sananlar, emniyet görevlilerine bizi alandan uzaklaştırmaları için emir vermeye kalkanlar, daha aynı sabah ve öğlen saatlerinde “kolay gelsin” dilekleriyle selamladığımız şahsiyetlerin “küçük enişte” gazıyla olaydan haberi olmadığı halde aracının başında durması gerekirken son anda ben de bir küfür edeyim görevimi tamamlayayım içgüdüsüyle ettiği küfürler. Olmadı yakışmadı dedim ama; aslında herkes kendine yakışanı yapmış oldu.
29 Ekim Cumhuriyetimizin kuruluşunun 99. Yıl dönümü akşamını karakolda ve hastanede rapor alma uğraşıyla geçirdik. Hiçbir iş arkadaşımın içinde yanlış yaptığına dair bir pişmanlık hissi ya da bir acaba mı? Endişesi yok. Yanlış yapan yanlışıyla kalsın, biz yanlış yapmadık. Kendi adımıza bundan eminiz. Keşke bu kutlu günde böyle bir kötü süreç yaşanmasa, güzel başlayan günün akşamı güzel bitseydi. Umarım 100. Yıl kutlamaları 2023 yılında hem bizim hem Milletimiz için çok daha güçlü ve neşeli şekilde yaşanır.
Velhasıl-ı kelam yazımı bitirmeden dostane, küçük bir uyarı, dikkat edin…”BEN KORUMAYIM İSTEDİĞİMİ YAPARIM” diyen biri olursa dikkate almayın. Saygısını korumayan kimseyi koruyamaz…