AK PARTİ KUŞADASI'NDA SEÇİMİ NEDEN KAYBETTİ !
31 Mart yerel seçimleri geride kaldı. Ama bunun sonuçlarının analizi için biraz bekledim. Özellikle bugün AK Parti Kuşadası'nda seçimi neden ve nasıl kaybetti kendimce değerlendireceğim .
Son seçimleri göz önüne alacak olursak CHP Kuşadası'nda ilk defa bu kadar zayıf yakalanmıştı. Özellikle mevcut başkan Ömer Günel'e karşı bu kadar birleşmiş bir muhalefet varken, bunların içinde en fazla da CHP'li varken, AK Parti için bu seçimi kazanmak çok basitti. Özellikle ilk adayları Esat Altungün ile çıktıklarında, Kuşadası'ndaki herkes bu seçimi kesin olarak AK Parti kazandı demeye başlamış. Hatta CHP'lilerden bile Esat başkana büyük destek vardı. Yapılan bir hata sonucunda Esat beyin aday olamayacağı belli olunca, işte hatalar zinciri başladı. Bence aday konusunda Esat bey üzerinden gidip, eşi Sebahat hanımı göstermeliydiler ki emin olun AK Parti çok büyük bir farkla seçimi kazanırdı. Ama araya kimler girdiyse, Mustafa Savaş'a rağmen Sebahat hanım gösterilmedi. Buna kim aracılı ettiyse AK Parti'ye Kuşadası'nda en büyük kötülüğü yaptı. AK Parti Kuşadası İlçe Bakanı Fatih Sarıgöz görevine daha yeni gelmiş. Tecrübesiz bir başkanlığıyla seçime girdi. Bence çok da çalıştı. Bir belediye başkan adayı gibi hatta, rakip ilçe başkanlarından on kat daha fazla çalıştı bu seçim sürecinde. Ama ne yazık ki onu da yavaşlattırdılar. Seçimdeki meclis üyesi listesi CHP'nin listesinden daha iyi bence. Ama nedense bir kaç kişi hariç Mustafa Bayraktar, Serdar Köroğlu ve AK Parti Kadın Kolları Başkanı ve Meclis Üyesi Adayı Sema Yurttutan Sivri ve kadın meclis üyeleri çok çalıştılar. Bunların dışında birçoğu ortalıkta yoktu. Hatta söylenene göre bazı meclis üyelerinin Ömer Günel'le kol kola fotoğraf çekilmişler. Meclis üyelerinin bir çoğu iş adamı belediye başkanından korkuyorlar. İnşaatımı durdurursa, ruhsat alamazsam yada iş yerime zabıta gönderir diye korkuyorsanız girmeyin siyasete.
Belediye Başkan Adayı Mustafa Gökçe uzun yıllar parti için hizmet etti. En sonda ilçe başkanlığı görevinde bulundu. Ama görev yaptığı süre boyunca kaç vatandaşın işini çözdü, kaç kişiyi misafir etti, ilçe başkanlığında yada kaç kişinin düğününe gitti? Seçim süresi boyunca duyduğumuz en çok cümle bu 'Bizim iyi günümüzde de kötü günümüzde de yanımızda olmayanlara neden oy atalım' dediler. Genel de AK Parti seçim de çok organize olurdu ama bu seçim de göremedim. Kuşadası'nda kimin ne yaptığı belli değildi. Seçim maratonunda çalıştığınız profesyonel ekiplere güvenmek zorundasınız. Herşeyi bana soracaksın mantığı ekipleride yavaşlatır. Bunu AK Parti'nin seçim çalışmalarında gördük. Bir çok şey geç düştü medyaya. Onun da sebebi başkan onayının lazım olması. Bu insanlara güvenip bu işleri veriyorsanız, işlerinede çok karışmamak lazım. Ama AK Parti de bu kadar çok oldu ki herkes herşeye karıştı.
Özelikle gençlik kollarındaki arkadaşlarımız ve sahada çalışan seçim ekibi bir yerden sonra onlarda işi umursamamaya başladılar. Bunun sebebi ise gençler saatlerce sokaklarda bayrak asarken, broşür dağıtırken meclis üyesi adayları en güzel kafelerde restoranlar da yemek yediklerini görünce onlarda bize ne demeye başladılar ama ben yinede az kişiyle çok iş başaran gençlik kolları başkanını tebrik ederim.
Mitinglere gelelim. Bence yeterince üzerinde durulmadı. Genel konuşmak yerine mitingin yapıldığı yere göre konulara girmek lazımdı. Örneğin Davutlar'ın sorununu konuşmak varken, bütün ilçenin sorunu konuşuldu. Yada vaat vermek yerine, mevcut yönetimin yapamadıklarının üzerinde çok duruldu. Özellikle söylüyorum bunu gerekli tanıtım yapılmadı. Hangi gün nerede olacağını insanlar son dakika öğrendi. Önceden bunların üzerine planlanmış bir çalışmaları yoktu. Partideki en büyük sorun buydu. Hiç bir şey üzerine tam çalışılmamış. Organizasyon sorumlusu kim ise bilmiyorum, çünkü herkes her işe karıştığından sınıfta kaldı. Kuşadası'nda bu kadar miting yapıyorsunuz, büyükşehir belediye başkan adayınızı davet etmiyorsunuz.
İlçe yönetimi bence bir an önce istifa edip yine Fatih başkanın liderliğinde daha güçlü bir şekilde kurulmalı. Seçim döneminde iki üç kişi hariç hiç kimse yok. Ya başkandan korkularından ya seçimi kazanamayacağız diyerek ya da küs oldukları için çalışmalarda yer almadılar. Onun için ilçe yönetimi bu seçimde başarısız oldu. Herkes sadece kendi menfaatini düşündü.
AK Parti Kuşadası Belediye Başkan Adayı Mustafa Gökçe ilçe başkanı olduğu dönemde, partililerden kim gelse iş için örneğin; Milli Parka sezonluk personel alınacak. Kendi partilisinden önce diğer partililere öncelik verdiğinden, soranlara da 'Siz zaten bizdensiniz. Onları da işe aldıralım bize oy atsın.' dediği için kendi partilisinin oyunu kaybetti. Hastanede kaç tane AK Partili genç çalışıyor bakın. Ben size söyleyeyim en fazla beş. Yada hastanede kendisiyle ilgili bir sıkıntı olduğunda partiden destek isteyen birine yardım edilmediği için insanları küstürdüler. Bunların sorumlusu en başta o dönemin ilçe başkanı Mustafa Gökçe ve hastane işlerine bakan yönetici kimse o. İnsanların kötü gününde yanlarında olmadınız şimdi çıkıp oy istediniz onlarda ders niteliğinde cevaplarını verdiler.
Meclis üyesi adayları ise seçime neredeyse hiç asılmadı. Onlarında aklından geçen biz bu seçimi kaybettik oldu. Onun için bazıları Ömer Günel'e yakın olup, ne olur olmaz diye kendilerini garantiye aldılar. Hatta bazıları yakın çevresine oylarını Ömer beye atın diye rica da bulunmuş.
Kuşadası Avcılar Kulübü Başkanı Çağatay Aynalı'yı partiye yeni katılmış, ilçede önemli bir sayısı olan bir derneğin başkanı olarak, partiye hizmet etmek için bir yola çıkmış ki derneğinin bulunduğu yer sahibi belediye olmasına rağmen bu riski almış biri. Yine kibarlık yapıp yerinden istifa ediyor. Bunun sebebide yeni başkana yer imkanı tanımak. Partidekiler böyle bir insanı kazanmak yerine partiden uzaklaştırdılar. Bir tek onu aynı şekilde Cenk Sözer seçimin ilk zamanları onun kadar çalışan biri yoktu. Sürekli sahada olmasına rağmen başkan adayı değişince daha önce çalışmayan herkes bir anda sahaya çıkmaya başladı ve bu insanları partiden uzaklaştırıldı. Esat Altungün aday olduğunda parti için çalışmayan onlarca kişi Mustafa Gökçe aday olunca hemen sahaya indiler. Sonrada biz partiliyiz dediler. İlçe teşkilatının önce bu tarz olan kişilerden kurtulmalı.
AK Parti'nin en göz önünde olan meclis üyesi ise Vedat Talmaç'tı. Partinin bir çok işene koşturuyordu ama kaçırdıkları bir şey vardı. Talmaç ve meclis üyesi arkadaşlarının son beş yılda ilçe teşkilatı neredeyse kimseye dokunmamış. Kimsenin işini çözmemiş. Öncelikleri Kuşadası halkı olmalıydı. Onların sorunlarını dinleyip çözüm bulmak için uğraşmalıydılar ama kimse vatandaşın sorunuyla ilgilenmedi. Yerel seçimlerde kişiye oy verildiğini unuttular, vatandaşta cezalandırdı.
Asıl en büyük darbeyi Ömer Günel'e yakın bir gazeteci ile akşam yemeği yedikleri zaman aldılar. Ortaya çıkan algı operasyonunu bir türlü bertaraf edemediler. Yemek yedikleri gazeteci, 'Kuşadası'nda AK Parti ve Ömer Günel anlaştı' demesiyle partinin tabanı başka yöne kaydı. Kuşadası'nda yaşayan herkes o gazetecinin Başkan Günel'in adamı olduğunu onun adına anlaşmalar yaptığını biliyorken, AK Parti yöneticilerinden iki kişinin bu kişiyle yemek yemesi ortalığı karıştırdı.
Tabi ki de ülkedeki ekonomik kriz başkan adaylarının işini zorlaştırdı ama Kuşadası için geçerli değil bu. İlk kez bu kadar kolay kazanılacak bir seçimi kendi elleriyle teslim ettiler. İsteyerek yada istemeyerek kaybettiler. Onun sonucunda şuan meclis de 3 kişi, ilk meclis toplantısında belediye başkanı ne derse vet diyerek geçti. Çok yakında bir meclis üyesi CHP saflarına katılacak gibi.
Son olarak da Kuşadası AK Parti ilçe yönetimi bir an önce toplanıp seçim döneminde kim arkadan vurduysa, partiye kim zarar verdiyse, ihraç etmek için toplanmalı. Aksi takdirde bir daha Kuşadası'nda güçlü duruma çıkamaz ve hep 3. parti olarak kalırlar.
not: bunların hepsi benim düşüncem sizler başka türlüde düşünebilirsiniz saygı duyarım.